1 Nisan 2015 Çarşamba

Hasan Cemal örneğinde: Erdoğan'a kafayı takmak sağlığa zararlıdır

Kamuoyunda etkili bazı isimlerde Erdoğan karşıtlığının patolojik bir hal aldığını görüyoruz. Hasan Cemal'in yazılarına bakalım mesela. T24'te Mayıs ayında çıkan bir yazının başlığında soruyor "Erdoğan’sız bir yazı yazabilir miyim?" diye.
http://t24.com.tr/yazarlar/hasan-cemal/erdogansiz-bir-yazi-yazabilir-miyim,9309

Aslında nasıl patolojik bir durumda olduğunun kendisi de farkında:

"Evet, Tayyip Erdoğan’sız bir yazı yazabilir miyim?..
Bu soru ara sıra aklıma takılmıyor değil.
Çünkü geçen yıl bu zamanlardan beri, yani Gezi Direnişi’nden itibaren varsa yoksa Erdoğan...
Evet öyle.
17 Aralık’la birlikte bu mahkumiyet daha da vahim bir hal aldı.
Kurtulamayacak mıyım Erdoğan’dan?.."

İçinde bulunduğu hissiyatı "mahkumiyet" olarak adlandırıyor Hasan Cemal. Anlatıyor, anlatıyor. Sonra dönüp baştaki soruyu tekrar soruyor:

"Erdoğan’sız bir yazı yazabilir miyim?
Olmuyor."

Bir taraftan "Erdoğansız bir yazı yazamıyorum" diye itiraf ediyor ama bir taraftan da Erdoğan'a mahkum olduğunu bir türlü kabullenemiyor:

"Erdoğan’a mahkum muyum?
Elbette değilim.
Gün gelecek Türkiye demokrasiye sahip çıkacak ve Erdoğan’dan kurtulacak.
İyimserim."

Yazısı bu satırlarla sona eriyor. Hasan Cemal istediği kadar "Elbette değilim" desin, bugün itibarıyla, Cemal'in hayalini kurduğu "gün gelmediği, Türkiye Erdoğan'dan HENÜZ kurtulmadığı"na göre varacağımız tek sonuç şudur: Hasan Cemal Erdoğan'a mahkumdur.

Tam bir "stalker" psikolojisi. Hani "celebrity"lerin iflah olmaz hayranları vardır. Kafayı o ünlü kişiye takmış, her adımlarını takip eder olmuşlardır. HasanCemal'in de aynı şekilde kafayı Erdoğan'a taktığı görülüyor.

Hasan Cemal'in sadece Ocak 2015'teki yazılarına bakalım:

1 Ocak: "Çünkü Tayyip Erdoğan devletleştikçe, devlet de benim, kanun da benim dedikçe, özgürlükler boğuluyor, ‘vatandaşların şahsi görüşleri’ne yer kalmıyor, özgürlük alanları gitgide daralıyor."
http://t24.com.tr/yazarlar/hasan-cemal/2015-kafamda-bir-tuhaflik,10943

2 Ocak: "Tayyip Erdoğan’ın üstüne Batı çoktan beri çarpı işareti koydu. Washington’da da, Avrupa Birliği başkentlerinde de vaziyet böyle.
5 Ocak: Çetin Altan'a hitap ettiği yazı, hayret ki Erdoğan'dan bahis yok!
http://t24.com.tr/yazarlar/hasan-cemal/mutlulugun-tilsimi,10966

6 Ocak: "Ve bütün bunlara aykırı davrananları, aykırı düşünenleri ‘ihanet’le suçlayan bir Tayyip Erdoğan var karşımızda."
http://t24.com.tr/yazarlar/hasan-cemal/28-subatlarda-isyan-edenler-savusturma-komisyonu-kararina-erdogan-fetvalarina-ne-diyorsunuz,10975

7 Ocak: "Erdoğan, kendinden olmayan yargıyı yargıdan saymıyor, ille de kendine tabi yargı istiyor!"
http://t24.com.tr/yazarlar/hasan-cemal/erdogan-kendinden-olmayan-yargiyi-yargidan-saymiyor-ille-de-kendine-tabi-yargi-istiyor,10983

8 Ocak: "Erdoğan iktidarının yol açtığı toplumsal ve siyasal kutuplaşma Türkiye’yi her zamankinden daha çok kırılgan hale getirmiş durumda."
http://t24.com.tr/yazarlar/hasan-cemal/paristeki-rezil-saldiriyi-amasiz-siddetle-lanetlerken,10990

9 Ocak: "Evet, aynada kendi kendine bakmak…
Bakabilmek…
Geçmiş muhasebesi yapabilmek…
İslam âleminde buna olan ihtiyaç her geçen gün büyüyor.
Duyuyor musunuz?" Doğrudan Erdoğan'dan söz etmediği ikinci yazı, ama aslında muhatabı yine Erdoğan.
http://t24.com.tr/yazarlar/hasan-cemal/serefsiz-domuzlar-oh-olsuncular,11000

11 Ocak: "Erdoğan iktidarı, demokrasi ve hukuk ipini kaç zamandır bıraktı ve toplum düzenini devlet eliyle dindarlaştırıcı bir yola saptı."
http://t24.com.tr/yazarlar/hasan-cemal/iki-dunya-birbirinden-kopuyor-ucurum-derinlesiyor,11015

13 Ocak: "Tayyip Erdoğan’ın Kürt sorununa ilişkin çözüm sürecinde tökezleyip durmasının özünde de aynı meseleler, yani  merkeziyetçilik, ulus-devlet, milliyetçilik, üniter devlet vs... yatıyor."
http://t24.com.tr/yazarlar/hasan-cemal/kurtler-bolunmek-cemil-bayik-ozerklik-rojava-isid-erdogan,11028

14 Ocak: "Erdoğan’ı savunmak için şimdi bir de gazete ilanları devreye sokulmuş durumda.
Tam sayfa ilanlarla vurulmak isteniyor muhalifler, farklılığı savunanlar.
Eleştirmeyeceksin.
Ses etmeyeceksin.
Susacaksın."
http://t24.com.tr/yazarlar/hasan-cemal/ertugrul-ozkok-ilanina-protesto-demek-artik-tetikciler-de-yetmiyor,11040

15 Ocak: "Neden hep savunma halindesiniz?       
Özeleştiri sorumluluğunu almaktan niye kaçıyorsunuz?
Allah için bir çift sözünüz yok mu Müslümanlara dönük olarak?..
Kendi kendinize eleştirel düşünmekten neden bu kadar korkuyorsunuz?" Bu yazı da ismen Erdoğan'ı zikretmese de sonuçta Erdoğan'a hitap eden bir yazı. Nitekim yazıya eşlik eden bir fotoğrafta Erdoğan ve Davutoğlu'nu görüyoruz.
http://t24.com.tr/yazarlar/hasan-cemal/allah-icin-bir-cift-sozunuz-yok-mu-muslumanlara-donuk,11042

17 Ocak: "Eyy one-minütçüler,
yalnız Gazze’de değil,
Cizre’de de çocuklar,
Kürt çocukları ölüyor,
yoksa farkında değil misiniz?" diyor Hasan Cemal. Yazı içinde doğrudan Erdoğan'dan söz etmese de, "Saray" ve "one-minütçüler" diyerek Erdoğan'a hitap ettiği belli.
"Ama öylesine bir kibir…
Öylesine bir güç zehirlenmesi…
Öylesine bir iktidar sarhoşluğu içindesiniz ki…
Ayaklarınız yerden kesilmiş durumda.
Gerçeklerle bağınız gitgide kopuyor.
Şunu iyi bilin:
Bütün dünyada alay konusu haline gelmekte olan o ‘Saray  şovları’nız da bu kopukluğun hazin bir ürünüdür.
İnandırıcılığınız kaç zamandır tepe taklak gidiyor."
18 Ocak: "Bir memlekette bu konulara ilişkin son söz Saray’dan gelebiliyorsa, o memlekette ‘bağımsız medya’dan, ‘özgür medya’dan söz edilemez."
"Böylesine dev bir korku dalgası kabartanların ülkesinde demokrasi, hukuk ve özgürlükten söz etmek komik kaçar.
Demokrasiyi demokrasi yapan değerlere baltayı indirenler, sonra da kalkıp -Davutoğlu gibi- “Türkiye’nin başarı öyküsünü çekemeyenler, Erdoğan’ı şeytanlaştırma kampanyası başlattılar” diyecek ve ciddiye alınacaklarını sanacaklar…
Güldürmeyin insanı."
http://t24.com.tr/yazarlar/hasan-cemal/guldurmeyin-insani-1-tweete-5-yil-hapisle-ozgurluk-yan-yana-gelmez,11064

19 Ocak: "Hepimiz, Hrant’ın arkadaşları, yakabildiğimiz kadar mum yaktık karanlığa karşı...
Ama her yer karanlık hâlâ…
Suikastın kökleri devletin kuytu dehlizlerinde yitip gitmiş gibi…
Affedersiniz Ermeni diyebilen devlet büyükleri başımızda…
Geçen yıl taziye mesajı yayınlayanlar, daha bir yıl geçmeden 16 Mart Çanakkale törenlerini 24 Nisan’ın 100. yılına taşıyabiliyorlar."
http://t24.com.tr/yazarlar/hasan-cemal/sevgili-hrant-kardesim-sen-huzur-icinde-uyu-ama,11072


21 Ocak: "AKP Türkiyesinde, Cumhuriyet gazetesinin iki yazarına savcılık resen halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve dini değerleri aşağılama suçu iddiasıyla soruşturma açıyor. Buna karşılık Erdoğan ve Davutoğlu’nun terör eylemleri olduğunu kabul ettikleri eylemleri ve bunları yapanları açıkça övenler hakkında kimse harekete geçmiyor. "
http://t24.com.tr/yazarlar/hasan-cemal/ifade-ozgurluguyle-dogu-perincek-hrant-dink-charlie-hebdo,11088

22 Ocak: "Saray’da Sultan yarın kendi kaderiyle baş başa kalabilir!"
"Hele Tayyip Erdoğan...
Koltuğunda yay gibi gerilmiş...
Şöyle bir bakınca vay be dedirtiyor insana, herhalde devlet adamı ciddiyeti bu olmalı..."
http://t24.com.tr/yazarlar/hasan-cemal/sarayda-sultan-yarin-kendi-kaderiyle-bas-basa-kalabilir,11102

25 Ocak: "Ne yazayım bugün?
Yazacak o kadar çok konu var ki.
Konuların her biri, her Allah’ın günü internete girdiğim andan itibaren vücut kimyamı fena halde bozuyor.
Tabii Saray’daki Sultan hiç eksik olmuyor.
Bu durum böyle giderse, ruh sağlığım bozulabilir diye de düşünmüyor değilim.
Kim bilir, belki çoktan bozuldu."
"Ben hukukçu değilim.
Ama yukarıdaki satırlara, ‘Erdoğan iktidarı’nın bu savunmasına karşı isyan ediyorum.
İsyan etmek için hukukçu olmak gerekmiyor.
Bunun için insan olmak yeterli.
Vicdan sahibi olmak yeterli."
http://t24.com.tr/yazarlar/hasan-cemal/ugur-mumcu-da-paralel-komploya-kurban-gitmis-olmasin,11115

27 Ocak: Yunanistan'da Syriza'nın seçim zaferinden söz ediyor Hasan Cemal ve nihayet! sözü herhangi bir şekilde Erdoğan'a getirmeden yazıyı tamamlayabiliyor!
http://t24.com.tr/yazarlar/hasan-cemal/alexis-tsiprasin-secim-zaferi-beni-gercekten-heyecanlandirdi-ama,11137

28 Ocak: "Kobanê Kürtlerin destanıdır, Erdoğan’ın da hüsranı…
Bu büyük yenilgiden gerekli dersleri çıkartabilir mi Tayyip Erdoğan?..
Sanmıyorum.
Saray’daki Sultan’ın demokrasi ve hukukla bağları kopmuş durumda çünkü…"
http://t24.com.tr/yazarlar/hasan-cemal/kobane-kurtlerin-destanidir-erdoganin-da-husrani,11142
Ocak ayı boyunca 19 yazı yazmış Hasan Cemal. Birinde Yunanistan seçimlerinde Syriza'nın başarısından söz etmiş. Birinde Çetin Altan'a saygılarını sunmuş. Sadece bu iki yazıda Erdoğan'dan hiç söz etmemiş. Büyük ölçüde Charlie Hebdo saldırılarından söz ettiği 2 yazı, Hrant'tan söz ettiği bir yazı ve Kobani hakkındaki yazısında yine Erdoğan'a çakmayı ihmal etmemiş. Diğer 13 yazısı ise baştan aşağıya Erdoğan hakkında.

Dikkat buyurun, Hasan Cemal'in yazılarının içeriğini tartışmıyorum. VELEV Kİ Cemal'in dedikleri %100 doğru olsun. Bir köşe yazarının bu şekilde sürekli olarak, dönüp dolaşıp, yana yakıla Erdoğan'dan, ama sadece Erdoğan'dan bahsetmesi sağlıklı değil. Nitekim Hasan Cemal'in kendisi de "Bu durum böyle giderse, ruh sağlığım bozulabilir diye de düşünmüyor değilim. Kim bilir, belki çoktan bozuldu." diyerek içinde bulunduğu durumun sağlıklı olmadığını itiraf ediyor. 

Bir kere ne Hasan Cemal ne de onun gibi sürekli ve sadece Erdoğan muhalefeti yapanlar, ortaya BİR ALTERNATİF koymuyorlar, koyamıyorlar. O zaman, Milli Piyango'nun "Ya Çıkarsa" sloganında olduğu gibi iş, "Erdoğan mı, Erdoğan değil mi?" diye bir binary opposition noktasına gelince, otomatikman Erdoğan'ın şansı %50ye çıkıyor.

VELEV Kİ Hasan Cemal haklı olsun. Erdoğan'ı devirecek miyiz? Hadi devirelim. Yerine kimi koyacağız? Hasan Cemal bu konuda ne düşünüyor? CHP mi, MHP mi, Kemal Kılıçdaroğlu mu, Devlet Bahçeli mi? Yoksa HDP mi, Selahattin Demirtaş mı? SSÖ mü? Haziran Hareketi diye bir hareket var, Gezici bir grup. Bu grup mu iktidara gelmeli? Hasan Cemal neden bu soruları sormuyor?

Hadi diyelim ortalıkta herhangi bir lider adayı veya siyasi hareket yok. Hasan Cemal neden konular üstünden gündem oluşturmayı düşünmüyor? Nükleer santral, kentleşme, TOKİ, ekonominin büyümesi, faiz oranları, cari açık, ithalat-ihracat, KOBİler, asgari ücret, genel sağlık sigortası, sendikalaşma, taşeronlaşma... Siyaset deyince konuşulacak bin türlü konu var, ama Hasan Cemal bu konuların hiçbirini işlemeyi düşünmüyor. Varsa yoksa Erdoğan.

Hadi onu da geçtim, Hasan Cemal'in Milliyet'teki eski yazılarına baktığımızda, futboldan epey bir bahsettiğini görürüz. Dünyada bir köşe yazarının dikkatini çekebilecek bin türlü haber, olay, gelişme var. Rusya-Ukrayna çatışması, Windows 10, Apple'ın bütün rekorları alt üst eden 2014 son çeyrek karı, petrol fiyatlarının düşmesi, Tesla'nın elektrikli otomobilleri, Çin ekonomisinin hızla büyümeye devam etmesi, İngiltere'de yaklaşan seçimler, ABD'de 2016 başkanlık seçimleri için şimdiden meydana çıkan adaylar, Candy Crush Saga oyununun ortalığı kasıp kavurması, Microsoft'un Minecraft oyununu yapan adama 2.5 milyar dolar para ödemesi... Hasan Cemal bunların hiçbiriyle ya ilgilenmiyor, ya bunları merak etmiyor araştırmıyor ya da kafasını kuma gömmüş sabah akşam Erdoğan sayıklıyor.

Mustafa Akyol styla bitireyim, bu yol yol değil, bu gidiş gidiş değil. 

Hiç yorum yok: